28 Şubat 2011 Pazartesi

haftasonu yazamadım.

çünkü internette ve blog'ta sorun vardı.
kalemi de alamadım.
beynimin içinde gezdirdim.
bakalım ne gelecek?
ne kadar hatırlanacak?
ya da hiç unutulacak mı?
bir oscar daha geçti.
ve ben tuvalete gitmek ve yemek yemek gibi şeyleri düşünmeden yapsam istiyorum.
tasarım ne işimize yaradı?
evimizi tasarladık.
üstümüzü, başımızı tasarladık.
kağıtlar, web siteleri tasarladık.
civcivler, makarnalarla...
saçlarımı ve gözlüğümü sevdiler.
ben bir tek kişiyi sevmedim.
onu sevmediğim için ben de bir şey var.
"bulut tadında, şeker tadında" diye konuşmak beni soğutuyor.
ben kimbilir kimleri soğutuyorum?
of, hemen ben de olumsuz olmak zorunda mıyım?
tamam işte, o soğutuyor, ben soğutmuyorum.
bunu kabul et, hep kendini minnacık yapmaya çalışma, olduğun gibi dur işte, dur biraz.
olduğum gibi durursam dünya patlar.
o zaman dişlerini sık.
araya bir iş maili girsin.
araya bir iş insanı girsin.
ay nedir bu sıkıntı? ye, iç, gül, öl. siyasetçi, bıyıklı adam ölmüş. kel ölür, sırma saçlı olur. ölümlerden sonra yaşadığımız bu öğretilmiş yas halleri beni nasıl da boğuyor.
ve bunların haber olması. 2 gün gündemi mesgul etmesi.
sevmekle ilgili hic bir sey yok.
sevgi yok. hep ölümler, hep yarattığımız bu sistemin çöplüklerine olan yardım kampanyaları, ışıltılı ve yapmacık, yani gerçekten regl olalım ve bir yaprak bağlayalım. olsun bitsin.

1 yorum:

  1. gündemi özetleyen bir yazı olmuş. son kısmı ayrıca güzel.

    YanıtlaSil