10 Şubat 2011 Perşembe

çok klasik ama

sözlere değil de eylemlere bakıyorum.
açıkça ve soyut olmadan yazmaya çalışacağım.
imla kurallarına da uyarak.
ameliyat olacaktım.
3 farklı doktorun 3 farklı sonucu oldu.
sigorta şirketlerinin ve hastanelerin ve buna dahil olan -bazen ulaşılmaz- doktorların karmaşaları oldu.
bütün bunların yanında, birlikte olduğum insan bana çok destek oldu. bu beni çok mutlu etti.
hepsinin ötesinde, ağladım. buna sevindim. ne zamandır birikmişti. oh dedim, gitsin, çıksın. oh derken, iyi niyetli olduğunu umduğum o kadın geldi. bırakma kendini dedi :) neyse. ne kadar çok dünya görüşü varsa, o kadar çok doktor tanısı var. yani sen x seven, y yiyen, z okuyan biri isen t tanısı koyarsın. ama c okuyup p yaparsan aynı veriye u diyebilirsin. bu çok karmaşık.
tüm bunların uzağında ve soğuğunda, birlikte çalıştığım ve sıklıkla güzel anmaya çalıştığım bu insan, ne kadar değersiz olduğumu bana yaşattı. buna ben izin verdim. üzüldüm. üzülmeye çok müsaittim. hani şöyle bir şey, ben ölsem, kendisine olan etkisini düşünecek ilk, öldüğüm için üzülmeyecek. bu insan doğası olabilir. bunu anlamaya çalışıyorum. iş ciddiyeti ve gereklilikleri, duyguların önüne geçtiğinde, ben bunu anlayamıyorum.
sevgili m,
senin kötü yönünü gördüm. toplamına kötü diyemem. bana çok kötü hissettirdin. aslında, bunu da yapan sen değilsin benim. ne demişti atıf yılmaz'ın filmindeki kadın, istemediğin şeyleri hayatından çıkaracak gücün var, çıkarabilirsin. seni isteyip istemediğime karar vermek üzereyim.
ne yazık ki bir sürü vakit geçirdik. bomboştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder