16 Şubat 2011 Çarşamba

güne nasıl başlıyorum?

saat yani telefon çalıyor. sonra ben her gece sabah spor yapmak üzere uyuyorum. ama bu pek olmuyor. akşam yapabiliyorum spor. çalan telefonu ileri saatlere alıyorum. biraz daha yatakta kalıyorum. yani kalkmak istemiyorum. bunu defalarca yapıyorum. 2 dk, 5 dk, 30 dk ileri alıyorum. böylece hazırlanmak için bana az zaman kalıyor ve ilk arada kalmışlığım başlıyor: gecikmesem mi, giyinsem mi? sonra bir gece önce dağıttığım eşyaların üstünden atlıyorum. dolaptan bir mandalin alıyorum. ne çok kitap var. hangi birini okuyacağım? sonra diş, yüz, biraz ilgi, duş. sonra, müzik yok mesela. bana öğretildiği gibi kombiyi kısıyorum çıkmadan.

-kombiyi neden 0'a getirmiyorsun?
-sanki bir şey mi değişecek, of!

bu diyalogtan sonra çok gülmüşlerdi. kombiyi ve 0 olmasını ya da olmamasını düşünmek, gerçekle olan ilişki demekti. benim gerçekle olan ilişkim biraz çarpıktı. neyse, bunu yapabiliyorum ve gerçekle olan ilişkim güçleniyor böylece, hayal dünyam neyse.

sonra evden çıkıyorum, anahtar, kilitler. dışarıdaki çöplere, duman, adım atmak ne kadar zor geliyor. sonra telefonum çalıyor ve başlıyoruz en berbat şeylerden konuşmaya. her gün yapıyoruz bunu. en kötü ne varsa konuşuyoruz. sonra buraya geliyorum. fatmik var. dürüst ve açık olup yok kendimi kabul etmem mümkün bile değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder