30 Kasım 2010 Salı

ceyhan fırat

..
hortum süleyman.
..

29 Kasım 2010 Pazartesi

güle güle onur..

motor.
tiyatro.
kask.
hız. -- bu kelimeyi kullanmadan..
ölüm.
gençlik.
annemin ağlaması.
telefon.
yollar.
mehmet.
ne saçma.
beth.
canımın içi f.
uzak uzak senemk.
çit çit.
ayt ayt.
bom bili bom.
the alliance of women directors.
festival ekibi pazartesileri toplanıyormuş.
beni o hokkabaz yatırdı.
sonra parçalara böldü.
hokus pokus.
abra kadabra.
biraz fotoğraf lazım bu gece bana.
biraz dans.
halı?
onunla olmaz.
ayakkabılarım ses çıkarmaz.
küçük parmağıma çarptın.
botların içinde ne kadar sıkışmış.
oysa, filmdeki adamın ayakları çoooooook esnek, açık, rahat..
ne çok pupili bir gün..
yeni geldim.
yalandı.
bir süre oldu.
ne değişir?
beğenilme arzusuna bir dur demek.
ne çok yıkılmalı. ne çok sevinmeli. o zaman duygulara ne olacak?
bu bir mesele.
burnu büyük.
kıl aldırmamak anlamında.
geçtim rekorunu geçtim. yaladım gözünü yaladım.
orjinal olmak için uğraşan ve vik vik vik diye ses çıkaran bir..
kalbime asla.
kutluğ kutluğ kutluğ.
star.
ceyhan.
star.
reklam: turkish airlines.
şarkı::::: do mi fa re sol sol mi fa re do mi mi la mi sol mi sol mi
bu gece bütün likörlü çkolatalar bitecek.
limit bu.
kusana kadar turşu. tatlı. turşu. tatlı.
hamile kadın.
poposu üç bacak. ruhu sıcak. yanakları pamuk. adamın tanımı: varil.
bir rutin ol.
bir rutin iş olarak diş fırçalamak.
bir rutin sen olarak skin.
vanessa, nilbar, fatıma.
rabia.
alyansın yoksa evli değilsin.
yanağın varsa tombulsun.
burn.
istanbul.
bay.
han.
700 lira taksit.
kimin ne taksiti var.
onur öldü.

iskender diye bir adam ve diğerleri..

yazıdaki o bağırmalar, büyük harf ve noktalama işareti kullanımı...
fazla alıntı yapmak ve anlatıyı kesmek...
sana bir şey yapıyorum, ben bir şeyim, kolay bırakmam, kaçamazsın'lar...
süslemeler...
bilgisiz olduğunu hissetmeni sağladıkları tüyolar...
bunları fark etmek, kavram konuşmak, yakın yazarlarına koşmak koşmak, sarılmak,
şov dünyasını orada bırakmak,
maviye..
çingene pembesine koşmak..

kutluğ: identity yapılabilir bir şey. create edilen.. yalan söylenen.. her gün değiştirebileceğimiz..

zil.

26 Kasım 2010 Cuma

maya

gördüğüm en güzel minik canlı. tüylü.

selin'le

çişimizi konuştuk. ilk intimate konusmamız. derste konusmak ve sonra o kadınla tuvalete girmek. kapalı odalar. o çişine biraz geç başlamış. benim de onun varlığı sebebi ile az yaptığımı düşünmüş. çiş gerginliği yaşadığımız doğru. kapatıldığımız da. erkeklerin çişini konuştuk sonra. açık, pisuar mıydı o beyaz tabaklar? açık ve diyaloğa da açık bir çiş, penis, onlarınki.. kapalı, gizli, kuyuya düşmüş bir vajina bizimki.

selin'in çişimiz hakkında konuşmasına bayıldım.
kaç kişi gelip bana bunu anlatır ki...
ki bunlar benim hep düşündüklerim...

bu benim için, mutlu bir andı. çişimiz hakkında konuşmak. aslında politik bir iş. yine don dolaş, personal is political. bu minik gibi görünen ve aslında dağlar kadar olan yaşananlar... sadece bir çiş değil işte. bunca yılın birikmişliği, B'nin, F'ye vakit ayırmadığımı düşünmesi, fotoğraflarımı herkesin görüp görmediğini kontrol etme çabası, baskı baskı baskı. bu görünmeyen çiş baskısı!

çişimizi yapma biçimi... bütün bu yaşananların bir sonucu sadece...

bugün

sana çok güzel cevap verdim.
konuyu dağıttın.
çünkü sen busun. konuyu dağıtansın.
sakince düşünmeni dilerim.
yaşadık. 10 dakika sürdü. ben hala yaşıyorum. orada bitmedi. bu ne iç içe geçmiş bir yumak?

haneke ve tuvalet sahnesi

oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh
oh oh oh oh oh oh oh oh

25 Kasım 2010 Perşembe

konusan bir tehlike gibiyim..

cırmcıkom sevdi. konusan tehlike!

yemek siparisi verirken bile..

rutin cumle sıralamak zorundasın.
hızlı olmak zorundasın.
adresi soylerken once apartmanı sonra mahalleyi soylersen kafası karısabilir.
sıralı gitmelisin.
tüme varmalısın. ya da tumden gelmelisin. bu cop bilgilerin olmasa seni sen yapmaz.
ha ha ha.
hö hö hö.
pö pö pö.
neden telefon sapığı olmuyorum?
bir kart alsam?
herkesi arayıp bö deyip kapatsam.
cok sakıncalı dusuncelerim var.
henuz bu siteyi kapatma kararı almadılar. cunku orgutlu değilim.
kendi halinde bir being'im ben.
ben demek. my demek. my. my. my.
I would like to submit..
I would like to --
I would like to --
berthaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.
hadi gel,
h.

bertha

evlenmis. aslında same-sex iliskileri severmis, yasarmıs. bastırmıs.
sanki evlenince bastırırsın, evlenmeyınce bastırmazsın gibi bir genelleme.
kopek tabagından mama ye.
cok akademik ve ilginc oldun. tebrikler.
eger, proje tartısmak yerine chat yapmayı tercih edersen, istediğin kadar cahil de hbk ıcın, ki ona cahil demen de bir soru isareti.
hepimiz bir otekimize cahil değil miyiz?
her seyi bilen biri var mı?
soru sorunca, benim cahil oldugumu mu dusuneceksin?
ve bundan banane.
sana yaranmak zorunda mıyız?
bırcokları ıcın evet.
seni neden mesele yapıyorum?
sana bu gucu ben veriyorum.
ben guc vericiyim.
al gucu benden. kullan. kullan.
parmagında oynatırsın.
seyirciler kafasını bir an cevirse, oyun coker ya hani..
canım emre,
canım plath,
canım beth,
canım kadınlarım.

ruya 3

bi siktir git, dedim sana. cunku sen, coraplarımın aglarını evimize gelen misafirlere koklatıp bunları ben yıkıyorum dedin.

ruya 2

telefondaki ses. mır mır mır mır mır. bk. bk. bk. bk. sonra. ck. ck. ck. sonra mm.

hic bitmez. ah so. sonra, seni, telefonu spor cantama koydum. kapatmadan.
sonra ses kulagımın ıcınden gelmeye basladı. telefondan kurtulduğumu, senden kactıgımı sandım.

ve.

sen.

kulagımın.

ıcıne.

gırdın.

ruya 1

balıklı deniz. kopekbalıklı. gemi gidiyor. gemi buyuk. ucgeni var ortasında. ucgenden sopa cıkmıs. denize dogru sarkmıs. sopanın en ucu, gemiden uzak. sopanın en ucunda sallanıyorum. gemidekiler rahat yolculuk ediyor. ben sopanın ucunda tutunarak, ayaklarım sarkmıs. ayaklarıma, sopa yetmıyormus gibi, saldırmak ısteyen kopekbalıkları var. kopekbalıkları atlıyor, u ciziyor cevremde. kıyıya cıkmayı basarıyorum.

yazıya donmek..

bir seylerin iyi gitmediğine isaret ediyor..

ah

cıktım. kafesimden cıktım. engelliler icin yoldan kart almadım. mandalina yedim. dergiye gittim. anlattım, anlattım, sarılmak istedim, sarıldığım kişi önemli değil, o an sarılma hissi, woolf'un öpücüğü gibi.

nevzat bey ve semin'in hikayeleri.

kapıcıyı çağırın. o benim arkadaşım. beni hastaneye gotursun.
seni baska bır eve yerlestıreceğim.
kalbim agrıyor.

turkce karakter. klavye. kavalye. armagan.

ayakkabılarını boyatan adam, yemek yerdi. gülümsedi.
satıscı tablocu, sakallı, hala ne yaptığını tam olarak bilmiyorum.
dvd'ci aynı.
ricoys cok itici, markalı posetli, uyum-kıyafetli, rezil.
bozmak istiyorum onu.
kıyafetlerini yırtmak istiyorum.
ustune kola dokup kacmak.. ya da durmak izlemek..

kacıslar..

cantamı ıceriden alabilir misiniz?
sen alsana.
siz alın, miyk.
cık cık cık.
mm.

tuvaletli odevim. space in motion. dunku travmam. ruyam. ruyam. canım. canım.

ruyamda konusmusum yıne. bunu bana soyleyebilen "O" var. O'm.
hala yeterince yalnız değilim demek.
ruya konusmalarım: 4 kişiydiler.
kitabımın ilk cümlesi, 3 kisiydiler.
studio'daymısız.

boguluyorum. boguluyorum. deleuze. amcık.
kufur rahatlatmıyor. kufurlerı değistir. sikcik. bu zorlama caba,,,,bu oturmus sistem,,,bu birikmis copluk beyin...,,,bu guzel noktalama,,,lll...

hala gitmedi. hala ıcımde bir canavar var. en güzel burada yazılıyor. en guzel burada sikiliyorum cunku.

kamera cok agırdı. o kadar agırdı ki vazgececek kadar.. puskurdum. yorganın altı. yorgan da değil. IKEA. ısleket sıstemı. arama zorunlulugu.

teyzeni aradın mı yavrum?
amcanı aradın mı yavrum?

yapmacık bır -meli,-malı cumhuriyeti.

ses. burusuk. cop. vantiyy. hhh.

donmem lazım. bu sanki o cumhuriyetin cumlesi değilmis gibi.. arınmak? o da..

dun neler neler oldu.. ben neler neler gordum..

dun-ben.