kremleri satmak isteyen kadın: artık 25'lerde olmadığınıza göre..
ben: (sessiz)
havuzdaki teenage'ler: ne kadar çok yüzdünüz, kaç kere gittiniz, biz yoruluyoruz, kendinize gelin.
ben: 50.
sen: onunla beni mi konuştunuz?
ben: sen ne sersem bir şeysin.
taksiye ben: kestane alır mısınız?
taksi: yok, teşekkürler.
ben: niye?
taksi: peki, ay, alayım o zaman. (senden sonra ısrarcı oldum, adamım)
şarkı: lokme.
dizi: sex and the city.
film: juan.
sevgilim yarın beni ne kadar uzun öpeceksin?
değişen başka bir şey yok.
190x130 resmimin boyutları.
seni seviyorum sevgilim.
hbk demiş ki -- çok pornografik. hani böyle yazmak, her şeyi online paylaşmak...
ben porno severim bazen.
hbk demiş ki -- anne, baba ile olan hesaplaşmaların yıllarca yıllarca sürmesi ilkel.
"everest my lord" yarın senin suratını yalamak istiyorum.
klasik müzik, barok.
toplanmış bir ev.
ama her yeri sanat dolu.
yamuk duran kutuyu bu gece düzeltmeyeceğim.
anneciğim yeni yaşımda seni her gün arayacağım.
rüyalarında ben varken yanında kim var, söylesene...
varlık dergisi güzel bir dergi.
carmen de tüm tanıdıklığına rağmen...
anlaşılır olmak için yazmak ne tuhaf bir şey olmalı.
kendimle olmaktan ilk kez bu kadar zevk alıyorum.
bozuk evlerin ötesindeki gökyüzüne bakarken bana şık bir damla sakızlı kahve getirdiler.
tüm saçmasapanlığına rağmen kaybolduğum için seni seviyorum.
çıkmak, uçmak, ... dileğiyle...
4 Nisan 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder