27 Aralık 2010 Pazartesi

cok zor

insan ilişkileri. cok zor. hic bir yerde ogretilmeyen tuhaf dengeler bunlar.
anlayıs bekleyenler. beklememek üzerine olmalı. bir sey beklememek.
harvad'lı adam tuvaletin kapısını kilitlemiyor. ve ben hep basıyorum onu.
girince ohom ohom diye ses cıkarıyor. ve ben bes kez kactım ordan. altıymıs. altıncıymıs benim sayım.

-neden kilitlemiyorsunuz ama?
-ben ısıktan takip ediyorum.
-ısık dısarıdan gorunmuyor ki.
-bakın ustte olunca biri var, ısık tusu, altta olunca kimse yok demek.
-ama oradan anlayamıyoruz ki.

altı kez, bu adam, çisini yaparken kapatmadı o kapıyı. fobisi mi var, manyak mı, farklı cinsel arzuları mı var, nesi var, tamam kodlara karsıyım ama burası bir fucking ofis. tuvaletlerin de kilitleri var. ve bu adam kilitlemiyor. cıkana kadar inatla bekledim.

-ben ısıktan takip ediyorum.

gorunmez bir ısık takip edici.

ve tipitip var. gün boyu hediye veren bir tipitip. alma-verme düzeni kurmak isteyen, borcluluk sistemini seven bir fasist.

ve anlayıs bekleyen, ve sadece kendini dusunen, ve onlardan baska plan yapamazsın, onlarsız ortam kuramazsın gibi. bu insanlar benim insanlarım değil.
ve ben onlarla vakit geciriyorum. ve buna bir son vermeli.

o kadar cok soykırım belgeseli izlemeseydim belki sizi yakmak isteyebilirdim. onu bile yapamıyorum. kesinlikle hayatımın dörtte ücünü kaplayan siz beyinsizler ordusu, size bu hakkı verdiğim icin, kesinlikle ben bir mankafayım.

foooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooof.

tam bu noktada, arayacak ve anlatacak kimse yok. olsaydı da aynısı olurdu zaten. ara, bogur, bögür, kapat. iç boşaltma seansı işte. böylesi daha iyi. buraya yazmak daha iyi.

bütün bu saçma yükler, bütün bu pazar güruhu, ve bu çalan çirkin zil ve kornalar.
tüm bu sesler, sizin sesiniz.
benim sesim,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,onu size asla vermicem.
benden bir şey, kolay kolay size vermicem,
kendime, özüme sadık kalıcam.

ve gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim, siz toptan ahmaksınız.
hepiniz iğrençsiniz.
böyle,,,,bir boyun tutulması gibisiniz.
!
ünlem bile değilsiniz. en saçma noktalama işsareti hangisi? saçmalık da güzel, siz saçma da değilsiniz, siz..., böyle, tam bir, korna'sınız işte evet. kamyon kornası.

ve tabii, cümleye dağdan başlayanlar var, dağdan başlayıp suyu anlatmaya çalışanlar, ve bunu yaparken burnu ile konuşanlar, kulağı ile yemek yiyenler var.
parmağını da unut gitsin.

23 Aralık 2010 Perşembe

sesleri büyütmek çok acayip

zoom yapmak gibi.
mesela bir su damlasına.
uzun dikdörtgen balkonun en ucuna, saksına, yürüdüm.
dönünce karşı çatıdaki adamı gördüm.
yerde otların arasında yapay bir papatya vardı.
kenarları sarı, ortası tupturuncu.
ülkü aradı. sevindim.
ülkü çok güzel bir kadın.
ne komik.
sevinmeseydim, ona güzel der miydim?
ilk gördüğümde de çok güzel bulmuştum.
böyle bütünsel bir güzellik.
konum ne kadar dağıldı.
etki-tepki.
balkona dönebilir miyim?
hadi dene.
annelik siparişi geldi sabah.
yok.
balkona dönülmüyor.
tozlu sandalye vardı.
böyle yamuk.
başka da bir şey yoktu.
takvim 23.
doğada rakam bulunmaz.
zafer'ciğim.
seni ne çok seviyorum.
kedine aldığın oyuncaklar kadar.

17 Aralık 2010 Cuma

16 Aralık 2010 Perşembe

ha bu arada

kameram açık.
izlesene.

bir uyuşturucu olarak dans

şimdi sana geçiyorum.

bir tren mesafesi kadar

o kadar mı?
o kadar mı gerçekten?

iltihap

tam da orada.
canın acıdı.
fiziksel acıların var.
diğerlerinden de var ama kaynağı hiç ben olamadım.
oldum belki.
küstüm. ondan.
herkesin bir sonu var.
senin sonun da iltihaplı oldu.
bunu sana verdiler. sen de devam ettin. iltihaplar fırlattın hayatın boyunca.
ve hayatın biterken.
ben sana daha başka nasıl yaklaşabilirim?

canikom

kıpırtı için müzik gerek.
"keyif" yazdım sildim bu kelime çok çirkin.
bu gece, return of the repressed gecesi.
tarkan sen çok güzelsin.
satın alınmış bir huzur.
asıl olandan ne kadar farklıdır?
zeytin çekirdeklerine değince sigara.
ve avakado kabuklu kahve fincanı altı.
dolabını açınca orada sen yoksan nasıl hissedersin?
başka yemekler, başka kıyafetler gibi.
return of the repressed.
ah seni ne kadar sevdim.
ne kadar. ne kadar. azıcık :)
değil. kocaman. gothic bir ev kadar. ama tatlı olanı.
bachmann ve faşizm iki kişi arasında başlar..
ve bugün başladı. seni küçük faşist. yine de seviyorum.
sorunlusun çünkü. uyum zorlukların var. bunlar dürüstçe.
ben de bir kabile reisiyim bu arada.
:)
kendimle buluşmayı bulduğum günden beri yalnız hissetmiyorum.
aslında ne kadar yalnız bir durum.
canikom.
caniko'larıma eklenenler. sizi hep içimde taşıyacağım.
etiket gibi değilsiniz hayatımda.
içimde sizi taşıyorum. vay be.
sen içinde kimi taşıyorsun?
neden parmaklarımla oynuyorum seni dinlerken.
biraz güç mü hissettirdin?
ve sonra elleri tatlı, kan alsan böyle patlayacak kadar dolu parmak uçları.
işte o sensin.
kavradığında.
ölüm gibi olur.
ama en güzelinden.
o bildik oryantel kafa sallaması.
oyun oynadın bugün.
neden yaptın?
ihtiyacın var mı?
varmış ki yaptın.
dolaylı oynadın hem de.
ah sen kızım.
ne kadar oyuncu ve değilsin.
bu kıpırtı geçmiyor.
ve öleceksin.
çamurlu solucanlar seni yiyecek.
nam nam.
bugünün en güzel flörtü neydi?
mmmm.
aşağı bakmak.
:)
daha çok intimate bir şeyler? intimate strangers ve intimacy.
o kadar çok genişliyorum ki.
böyle tüm dünyayı yedim sanki.
madde gibi değil.
ruhum büyüyor.
zor oldu.
ama çok güzel.
kendimi bölüp amip çıkarmak istemiyorum.
a.k'nin gözündeki ışık.
kadı kızı.
:)

10 Aralık 2010 Cuma

bütün balonlarımı patlattım!

hey!
hey!
nam nam pa pa..
tra la la..pam pam..
nay nay :)))))))))))))))))))
okul nasıl?
alıştın mı?
pişt,
pişt,
sağı solu belli olmaz.
ay
nay
nam.

2 Aralık 2010 Perşembe

hala geçmedi

geçmez. ve biz siyahlara gittik. ve sen. haberin yok. ruhun var. ama bozuk. zaten genius olmak için belli koşullar gerekirmiş. bunu bekleyemem. orjinallik hep mümkünmüş. ilk işin bile olsa. sen mesela. ne kadar orjinalsin. travmaların olmasa. sen aslında. bir. televizyonsun. asla bir kitap değilsin. sen bir. sen. nesin. sen bir. kalıp. sen bir. kelimem yok. kelimem bitti. sen bir. sen bir. kaşık çat sebebi. sen. ölememiş manyak. ölsen vicdan azabı veren bana bu sistemin şu an bana gelen o kalıp cümlenin o dinsizlik dinli kelimesinin o inanmamış o başkalarına değil de kendine dönük inan ki sonra ölüm bilinç yüzüne çıksın. tam şu an. geçmiyor. ve kendine döndükçe. ona yabancılaşırsın. ve bütün bu meraksızlık. bizi bitiren son olacak. ve merak. merakım. o yatakların altına baktıran. o dolapların içine baktıran. o kıçına bakıp kakasını izleyen. o. o. o. müzik. orada aba var. şu an. kendi. müzik. aba mı sanki. bu aba mı. aba. daha sofistike. ve kutluğ gay. ve diğerleri. ve gay olmadan gay olmak. ve böldüm. ve çoğalmadı. amip olsun adı. amip. ve bu akıl. dön dolaş ve ilkokul pisliği. lise pisliği. amip. and. b. marş. düzen. faş. ve bu. mahalle dö. ke. is. se. a. y. z. h. bu sırada bile bir düzen. yum. kalp. geçmez. hiç. iki olmak. bu. takım olmak. tahammülsüz. ben. ben. ben. döşek. döş. deş. ve tabi hah. nefes. füf dedirtici: sigara. sanki. ne yapıyoruz ki. sabancı devamı. uzantı. ilah. genius. vajina izlemek için doktor olanlar. torun bekleyiciler. bir sistem oyunu. ha. oyun oynamak için para ödemek. oyun oynamak için para ödemek. oyun oynamak için para ödemek. ne zaman sattık. oyunlarımızı. ne zaman sattık. evcilikteki kızı boğdun ki. oyun hiç olmadı. şiddet hep vardı. ve sen masum koyun. bunun için yetiştirildin. susmak için. sus ki. denge. yanıyor. dicle. acın. onur. kask. tabut. bu sabahki tabut. aygır kadın ve vahşi köpeği. maya. her şey öğrenilmiş. her şey verilmiş. kurdeleli ayak. bütün gün ayakkabı giymek. bu nasıl. bu nasıl. nefes. nefes. onun ayağı aksadı. onun kanı kirli. onun midesi çökük. organsın. o kadar da ciddiye almasan. organlarsın. iyiyim. seni seviyorum. çok.

mesela sen..

sey seviyorsun. kapalıyı. mesela ben. açık sevince bazen. o zaman kalbim sıkışıyor. mesela sen çizgi çekiyorsun. mesela ben. şey. yuvarlaklarla oynuyorum. işte o zaman biz düşman oluyoruz. sana karşı içimde bir nefret besliyorum bazen. o zaman, çizgini kesmek istiyorum. böyle. çat. güm. geber. gibi. sonra senin değerlerini bozmak. seni bozmak. seni boyamak istiyorum. mesela memelerini. bu çok korkunç. sana dokunmak. bu çok korkunç. sana dokunulmaz. senden kaçılır. ancak. ve fakat. amcık. yine de olmuyor. ne bir nefes. ne bir k. hiç biri yetmiyor. bunu söndürmeye.

imza: yürüyen kuş.

1 Aralık 2010 Çarşamba

bir demet yasemen ya da rüya x

eski ev. en eski ev. ışık. perde açık. sinema. izliyoruz. sinema izliyoruz. hayatımızı izliyoruz. ışık sarı. kafası var. adam futbol oynuyor kafası ile. durdurun kanalı. izlemesinler. izlemesinler. ağlama. ağlama. hıçkırık. ağlama. ben..
sizsiz..iyileşirken..siz bensiz hasta.
ben..
tsm. sen. amcam. biz.