30 Nisan 2010 Cuma

Bomboş

Çiş var. Çay var. Sigara var. Naneli. Tecavüzler var. Mavi şişede su var. Markalı.
Kalemler var. Telefon var. İş var.

Ana dilini al. Yolculuğa çık. Başka bir ülkeye git. O ülke, senin diline tapsın. Sonra o dilden para kazan. Sonra, diğerlerini küçümse. Sonra kendine bakma.

Ayna. Ne bilindik bir çağrışım. Böyle çalışan beyni ben ne yapayım?

Fırçaların kılı neden yapılır? Senin derini yüzüp fırça yapacağım. Çürük fırça.
Yapıştırıcı. Podyumdaki kadın düşmüş. Memeleri görünmüş. Bundan haber yapmışlar. Memeleri göstermişler.

Beyaz şıklık gelmiş meclise. İpek çorap giyilmiş. Külodun ne renk bugün? Nazım Hikmet okusa...

Klavye ve kelimeler. Sınır. O tad. Hangi tad? Daha açık olsana. Sen bul.

Olup olacağı bu işte. İşte olup olacağı bu. Bu işte olup olacağı.

Dışarıda dilenciler var. İçeride kavuk. Dışarıda kavun. Sen benim...

Bir ki, bir ki.

13 Nisan 2010 Salı

BB

BB'ymişim.
Bridget Bardot.
Bezgin Bekir.

Love,
Handec.

3 Nisan 2010 Cumartesi

İç-Dış

Sözü kesildi.
Hikayelerini dinlemediler.
Futbol izlediler.
Siyaset konuştular.
Hazırladıklarını beğenmediler.
Üstünde durmadılar.
Eleştirdiler.
Burada ne işim var, dedi.
İçinden...
Övündüler.
Sevmediler.
İyi hissettiler.
İyi hissetmeyeni göremediler.
Gittiler.
Eşyaları da beğenmediler.
İlk fırsatta değişmesini dilediler.
Kaç kişi kendi hayatı ile ilgileniyor? Bugün kaç kişi, bir diğerine akıl verdi?
Akıl isteyen oldu mu? Olmadıysa dinlemeye neden devam etti?
Yazıya kaçmak...
Sige kaçmak...
Öz.
Dom.
Res.
Oluyor.